Haçlı Seferleri’nin 925. Yıl Dönümünde Barış Çağrısı
In late November 2020 we posted a press statement: 925th Anniversary of Call for Crusades an Opportunity for Peace The following is a Turkish interpretation of that post.
"Haçlı Seferleri" terimi normalde Orta Doğu'daki düşmanlığı tetikleythat en bir konudur. Aslında olmasına hiç gerek yok. Haçlı Seferleri'nin 925. yıldönümü, acı dolu bir anıyı diyalog ve uzlaşma için bir katalizöre dönüştürme şansı sunmaktadır.
1990'ların "Barışa Doğru" hareketi bunun nasıl olabileceğini gösteriyor.
PDF: Haçlı Seferleri’nin 925. Yıl Dönümünde Barış Çağrısı
Ortadoğu'nun yakın gözlemcileri, Haçlı Seferlerinin bugün de devam ettiğini biliyor. Bu manşetler ve konuşmalarla, milyonların ateşli sohbetleriyle ve İslami militanların ilâhiyatla ilgili açıklamalarıyla devam ettiriliyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerine bir bakın. Çanakkale Savaşı'nda kaybedilenleri anmak için binlerce yabancı kişi Türkiye'yi ziyaret etmeyi planlarken, Sayın Erdoğan Türk vatandaşlarını şu sözlerle tetikte olmaya çağırdı: “Haçlı seferleri öyle 9 asır geçmişte değil. Unutmayın Çanakkale de bir Haçlı Seferi’dir.” 1
Türkiye Cumhurbaşkanı'na göre, Birinci Dünya Savaşı sırasındaki bu muharebe, yalnızca uluslararası bir güç mücadelesinin parçası değil, bin yıllık bir cihadın devamıydı. Sayın Erdoğan’ın tavrı kesinlikle olağandışı değil. Bölgedeki kanaat yazarları ve politikacılar da bu dili kullanıyor ve Türkiye’nin örneği daha geniş İslam dünyasında hiç de istisnai değildir. Peki Müslümanlar tam olarak ne hakkında konuşuyor?
Belirleyici an 925 yıl önceydi—27 Kasım 1095. İşte o zaman Papa II. Urban, Kudüs'ü almak için bir kampanya başlattı. Günahların affedileceğini ve her kutsal savaşçının cennette bir yer olacağını vaat eden iddiası büyük bir başarıydı. Âhir zaman'ın yaklaştığına inanarak, on binlerce Avrupalı karşılık verdi.
Avrupa'daki Yahudilere yönelik saldırılarla başladı, Türk Anadolu'sunda kanlı bir yürüyüşle devam etti ve Temmuz 1099'da Kudüs'ün fethi ile sona erdi. Kıyametin yakın olduğu inancıyla hareket eden Haçlılar, karşılaştıkları her Müslümanı—erkek, kadın ve çocuk—hepsini katlettiler. Sonra bütün Yahudileri sinagoga sürerek onları yakıp kül ettiler.
Haçlı Seferleri ve bugün temsil ettikleri medeniyet gerilimleri, 900 yıl önce olduğu gibi hâlâ Kudüs ile alakalıdır. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan net konuşuyor. Örneğin 2020 yılında parlamentoya hitaben yaptığı konuşmada Türklere şunu hatırlatmıştır: “Kudüs meselesi bizim için sıradan bir jeopolitik sorun değildir...Kudüs bizim şehrimiz, bizden bir şehir.” 2
Ve Müslümanlar yalnız değil. Kudüs, siyasette nüfuzlu olan birçok Hıristiyanlar için bir öncelik olmaya devam ediyor. Aynı zamanda, Yahudi dindar Siyonistler için Kudüs'ün üstünlüğü son derece önemlidir. İran'daki Şii Müslümanlar arasında bile Kudüs âhir zaman eskatolojik çatışmasının odak noktasını temsil ediyor. İran'da 'Kudüs Günü' Kudüs'e ve Kudüs'ün İslami yönetime dönüşüne adanmış kutsal bir bayramıdır.
Açıkçası Haçlı Seferleri terimi ve Kudüs, Haçlı Seferlerinin odağı olan şehir, normalde Orta Doğu'da düşmanlığı tetikleyen bir konudur. Olmasına gerek yok. 1990’ların "Barışa Doğru" hareketi bunun nasıl olabileceğini gösteriyor
Haçlı Seferlerinin 900. yıldönümü yaklaşırken, çeşitli Hıristiyanlardan oluşan bir grup, yüzyıllar önce giden Haçlılarla adım adım Orta Doğu'yu geçtiler. 1997 ve 1999 yılları arasında yaklaşık 2.500 olan sayıları ile, 27 milletten ve çok çeşitli Protestan ve Katolik geçmişlerden gelmekteydiler. Amaçları bu kışkırtıcı konuyu alıp bir diyalog ve uzlaşma fırsatına dönüştürmekti.
Haçlıların yolunda yürürken, Haçlıların vahşeti için binlerce kişiden özür dilediler. Projede lider olan Cathy Nobles, şu anda İngiltere'nin Luton kentindeki St. Mary's Barış ve Uzlaşma Merkezi'nde Eğitim Direktörü olarak çalışıyor.
“Başkalarının Haçlı Seferleri hakkındaki görüşlerini dinlemek, bana aramızdaki tarihsel acıları ve engelleri gösterdi. Gerçek tarihsel ve güncel acıyı. Basit bir ‘Çok üzgünüm’ daha derin tartışmalara kapı açıyor gibiydi. Batılı Hıristiyanlar ile Müslümanlar ve Yahudiler arasında nasıl yeni bir gelecek inşa edebileceğimizi anlamak ve dinlemek istedik” dedi.
Bu jest iyi karşılandı:
Otuz kişilik ilk grup, Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul belediye başkanı olduğu dönemde Türkiye'ye geldi. 15 Ekim'de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı tarafından Yıldız Sarayı'nda onurlandırıldılar. Belediye Başkan Yardımcısı Ali Müfit Gürtuna, Türk halkı ve belediye yönetimi adına şunları söyledi: “Bu proje Türkiye için çok önemli. Türk halkı yolun iki tarafına sıralanıp, yürüyüşçüleri geçerken alkışladığında bunun ne kadar önemli olduğunu görebilirsiniz!’’ 3
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Ali Yılmaz da Hıristiyan ziyaretçilerin getirdiği özür ve barış mesajını resmen kabul etti. Bunun Hıristiyan-Müslüman ilişkilerinde bir dönüm noktası oluşturacağı umudunu ifade ederek “çok etkilendiğini’’ söyledi. Tarihi şikayetler sorununa atıfta bulunarak, “Geçmişten gelen bir şeyden sizi sorumlu tutma hakkımız yok” dedi. 4
Yüzlerce ziyaretçi, iki yıl boyunca Haçlı güzergahı üzerinden Türkiye'yi geçerek mesajlarını iletti. Antakya'da onlarca katılımcının il valisi tarafından ağırlanmasıyla proje tamamlandı. Proje Antakya'dan Suriye ve Lübnan üzerinden devam etti.
Lübnan hükümeti de barışçıların çabalarını destekledi. Özür mesajları, Şii, Sünni ve Doğu Hıristiyanlar da dahil olmak üzere Lübnan'ın tüm dini topluluklarından onlarca önde gelen lider tarafından minnetle alındı. Suriye'deki hükümet ve din adamları da kapılarını açtı.
Üç yıl sonra, proje 15 Temmuz 1999'da Kudüs'te sona erdi. Bu, Haçlıların Kudüs'teki Yahudileri ve Müslümanları katletmesinden tam olarak dokuz yüzyıl sonraydı. Yüzlerce Hıristiyan antik surlarda toplanırken, bölünmüş şehrin ruhani liderleri açık yüreklerle bir araya gelerek karşılık verdi.
İslam Şurası Başkanı ve Kudüs Müftüsü Ekrima Sa'id Sabri özür mesajı Harem-i Şerif'in nazırı olarak kabul etti.
Aynı zamanda, İsrail'in Baş Hahamı Yisrael Meir Lau, Büyük Sinagog'da yüzlerce Hıristiyan "yürüyüşçüyü" hoş karşıladı. Lau, “İçinde yaşadığımız bu kötü yüzyıl 900 yıl önce bu olaylarla başladı” dedi. “Umarız bunun sonu gelmiştir ... kimsenin başkasına zarar vermek için elini kaldıracağı bir zamanın sonu. RAB adına gelenler ne mutlu!”
Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat da uzlaşma mesajını şahsen kabul etti. İncil'den alıntı yaparak grubu “Yüce Tanrı'ya şükür ve yeryüzündeki insanlara barış" sözleriyle selamladı. Kendi sözlerini de ekledi: “Sizin gibi daha fazla insan bir barış mesajı ile geldiği zaman topraklarımıza barış gelecek.”
Papa Urban’ın Haçlı Seferlerini başlatmasının yıldönümü yeni bir anma sezonuna işaret ediyor. Barış için mi yoksa daha fazla şiddet için mi olacak? 2024 yılında Kudüs'te yaşanan Haçlı katliamının 925. yıl dönümüne yaklaşırken, bu olayları daha yararlı bir şekilde düşünmek için birbirimize yardımcı olma fırsatımız var. Bu yıldönümü kutsal savaşın yanlış nedenleri ve barış olasılıkları üzerinde yeniden düşünmenin zamanı olabilir.
Müslümanların, Yahudilerin ve Hıristiyanların ilahi ve ebediyen hükmün sembolü olarak görülen Kudüs, herkes için bir tövbe yeri olsun. Kudüs hakimiyet yarışmasında rakip olduğumuz bir yer olmamalı. Kudüs'te ilahi hüküm altında birlikte duracağımız için burada ilahi olanın yerine yargıç olarak oturmaya cüret etmemeliyiz. Aksine, Kudüs, kardeşler olarak yüce ilahi gücün önünde alçakgönüllülükle eğildiğimiz bir yer olmalı. Tek bir ilahi hâkim vardır ve o bir insan değildir. İman’in anlamı bu.
Notlar:
1. “Haçlı seferleri öyle 9 asır geçmişte değil!” Anadolu Ajansı, 8 Eylül 2013 https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/hedefi-baris-olan-surece-en-ideal-katkiyi-veririz/220074
2. “Kudüs meselesi bizim için sıradan bir jeopolitik sorun değildir” Recep Tayyip Erdoğan, TBMM 27. Dönem 4. Yasama Yılı Açılış̧ Konuşmaları, 1 Ekim 2020, https://www.tccb.gov.tr/ konusmalar/353/122222/tbmm-27-donem-4-yasama-yili-acilis-konusmalari.
3. 12 Ekim 1996 Milliyet Gazetesi, ‘900 yıllık özür’ sayfa 3.
4. 4 Haziran 1997 Milliyet Gazetesi, ‘9 asırlık Haçlı özürü’ sayfa 16.
İletişim detayları:
E-POSTA: reconciliationwalk@gmail.com